25 Nisan 2012 Çarşamba

PAŞMİNANIN ÖNLENEMEZ YÜKSELİŞİ

Modada trendler her daim değişiyor. Ama ortada bir gerçek varsa, o da şu aralar Hint akımına kapılmış olduğumuzdur. Ellerde ayaklarda Hint kınaları, iki kaşın ortasında bindiler, kulaktan buruna uzanan zincirleriyle pırlantalı hızmalar ve bizi çuval gibi sarıp sarmalayan Hintli paşmina şalları, bu durumun son örnekleri halindeler...
Herkesin ‘moda bitti, öyle bir şey yok, artık milenyumdayız’ dediği bir dönemde, şimdi de ortaya Hint akımı çıktı. Nedir bu akım, nereden gelir, niye bu kadar revaçtadır ve nasıl uygulanır gibi malum sorularsa, moda takipçilerinin zihinlerine yer etti. Şu aralar gerçekten de bütün ünlülerin elleri ayakları Hint kınalarıyla dolu halde, ortalıkta dolaşıyorlar. Gerçekten trende uymak adına yaptıranlar bir yana, bir de bunu tamamen ilgi duyduğu ve Hint kültürüne kendini yakın hissettiği için yaptıranlar var.
Durum şöyle de özetlenebilir: Hint kültürü artık evlerimize kadar girdi. Yani, yatak odalarından banyolara, mutfak takılarından ev aksesuvarlarına kadar her köşede bir Hint motifi bulmak olasılık dahilinde. Tabii evinde bunu uygulayan, üstüne başına da uygulamaktan geri kalmaz...
İşte durum böyle olunca da, artık televizyonlarda ve dergilerde ünlüleri Hint giysileriyle ve takılarıyla gören, sokaklarda da öyle dolaşmaya başladı. Bu akımın ilk ve en gözde temsilcisi ise, tabii ki paşminalardı...
Paşminanın önlenemez yükselişi
Paşmina, Hindistan'dan gelen bir şal türü. İçinde Hint'lilerin o ünlü ipeğinden olduğu için, Hint şalı deniyor. Bu paşminalar bir hayli pahalı olduğu için de, ortalıkta çok daha ucuz olan taklitleri dolaşıyor. Hem de elden ele. Yani, hangi gece klübüne, hangi ev partisine gitseniz mutlaka 15-20 kadında aynı model şalları görmek mümkün. Bu şal merakı, paşminalarla başladıysa da, hayat pahalılığında koton şallarla yükselişine devam etmek zorunda kaldı. Şimdi gündüz gece farketmiyor, herkes her yerde şallara sarınıp dolaşıyor. Bu akımın en önemli temsilcisi olan paşminalar, özel olarak Hindistan'dan getirilen ipekli kumaşlardan yapılıyor. Kumaşların özelliği de, son derece ince, ama aynı zamanda da çok ısıtıcı olması. İpek nasıl ısıtır demeyin, ısıtıyor işte... Dünyaca ünlü top modellerden Claudia Schiffer ve Cindy Crawford da, bu modanın en ünlü temsilcileri. Hala nereye gitseler, Hint işipaşminalarını üstlerinden eksik etmiyorlar. Artık modanın kalbi sayılan Londra ve New York'ta da bu durum aynı. Kadınlar uzun süreden beridir Hint işi paşminaları olmadan sokağa adım atmaz oldular. Mavileri ve pembeleri çok modaysa da, artık daha karanlık renklere dönüş hali var: Şöyle ki: Kopkoyu bordolar ve gece mavileri, nefti yeşiller, kiremit renkleri ve mocha'lar yükselen paşmina trendinin temsilcileri durumunda. Hintli'lerin ünlü sari'lerinden gelen bu paşmina akımı, bu yazı da bizimle geçireceğe benzer..
Kına yakmak ellere kaldı
Dövme olayını biliyorsunuz: İğnelerle derinin altına zerkedilen boyalarla, vücudun istenilen yerine istenilen şekiller yapılıyor. Tabii ki kalıcı olarak. Hint kınası ise, dövmenin başka bir çeşidi. Elde tutulan paletin içinde koyu bordo veya siyah boyalar var. Ve bu boyalar genelde ellere ve ayaklara, ince fırçalarla sürülüyor. Ama öyle gelişigüzel değil. İşin raconu, boyalarla bir sarmaşığı andıran desenler yapmak... Ellerde, parmaklardan başlayıp elin üstüne kadar uzanıyor. Ayaklarda ise, bileklerden başlayıp ayak parmaklarına kadar gidiyor. Bu boyalar genelde iki hafta kadar duruyor. Tabii çok fazla yıkanmazsanız. Ama daha kalıcı olanları da var. Hatta hiç çıkmayanları bile mevcut. Ama onlar gerçek birer dövme niteliği taşıyorlar. Yani, Hint kınaları bu sezon çok revaçta. Yüze de yapılabiliyor, ama o daha çok sahne sanatçılarının tercih ettiği bir olay. Bu arada, bugünlerde ellere ve ayaklara Hint kınası yaptırmak o kadar trendi birşey ki, neredeyse herkesin elinde ayağında bir adet kınalı sarmaşık mevcut. Türkiye'de bu akımın öncüsü Hülya Avşar'dı. Ardından, yeni çıkan son albümüyle, Pınar Aylin de Hint kınalarının temsilcisi oldu. Dünya çapında tanıtan ise Madonna oldu. Hatta Madonna Hint akımını o kadar benimsedi ki, küçük kızı Lourdes'e bile Hintli'lerin giydiği sari'lerden oluşan bir giysi yaptırdı.
Bir de, Amerika'da neredeyse bütün marketlerde satılan yapıştırma Hint kınaları var. Onlarda da durum şu: Elin üzerine istediğiniz motifi kesip yapıştırıyorsunuz. Üzerine ıslak bir havlu bastırıp bekletiyorsunuz. 10 dakika kadar sonra havluyu çektiğinizde, kınanın üzerindeki ince kağıt da havluyla beraber kalkıyor ve işlem tamamlanmış oluyor: Artık elinizde bir adet sarmaşıklı Hint kınasıyla dolaşıyorsunuz. Tabii ki bu da, diğer geçici boyalar gibi bir müddet sonra, elleri yıkadıkça çıkıyor...
Aksesuvarları illa ki zincirli
Hint aksesuvarlarını bilirsiniz: Genelde ya bir yüzüğe bağlı zincirden olaşın bir bileziktir, ya da aynı şeyin ayağa dolanmış olanıdır. Ama artık Hint işi, iki kaşın ortasına yapıştırılan bindiler, kulaktan bir zincirle buruna kadar uzanan hızmalar ve hatta dişlere takılan küçük pırlantalı hızmalar bile var. Ellere kollara üstüste takılan binlerce bilezik de cabası... Ünlü isimlerin sahneye çıkarken kullandıkları bu aksesuvarlar, en çok da, otantik görünümlü olan herşeyi çok seven Nükhet Duru, Gülben Ergen ve Ebru Gündeş tarafından benimsendi. Duru'nun son zamanlarda taktığı kulaktan buruna zincirli hızması ve Gündeş'in Hint motifli kolyesi de bunun son örnekleri... Bu arada, Gülben Ergen de her fırsatta Hint işi elbiselerini giyip, Hintli'ler gibi selam vermekten geri kalmıyor...

Şal Haberleri

 Önce, eski ABD büyükelçisinin eşi ve Hint sosyetesinin tanınmış siması Jacqueline Lundquist’in, Tibet antilobunun tüylerinden dokunmuş şal sahibi olduğu haberleri yayıldı. Bu şalların satışı, Tibet antilobunun türü tehlikede olduğu için yasaktı. Olayı duyuran ise ünlü Hint lider İndira Gandhi’nin gelini, hayvan hakları savunucusu bakan Maneka Gandhi’ydi.
Büyükelçi Richard Celeste Hindistan’daki görevinden ayrılmadan birkaç hafta önce Nisan ayı başında, eşinin şalını yetkililere vereceğini açıkladı ve şalın satışının yasak olduğunu bilmediğini söyledi.
       Ama işler o kadar da kolay değildi.
       Devreye Kafka romanlarını anımsatan bir bürokrasi girdi. Büyükelçi ve eşi şalı verecek yer bulmak için günlerce uğraştılar, bakanlıklar ve hükümet büroları arasında mekik dokudular. Çünkü kimse bu kadar değerli bir malın sorumluluğunu üslenmek istemiyordu.
       Sonunda olay Dışişleri Bakanlığı’nın şalı almayı kabul etmesiyle çözüldü.
       Ama işler bir anda skandala dönüştü, çünkü yerel gazetelerden biri Gandi’nin de antilop tüyünden dokunmuş bir şala sahip olduğunu yazdı.
       Aslında, insan hakları savunucusu bakan ile ABD büyükelçisinin eşi arasındaki kavga yerel basın için bulunmaz bir malzemeydi.
       Antilop tüyü şala sahip olduğu ortaya çıkan Gandhi, kendini savunmak için o şalın kendisine 1974 yılında düğün hediyesi olarak verildiğini açıklamak zorunda kaldı. Bu tarih de antilop tüyü şalların yasaklandığı 1972 yılından iki yıl sonraya rastlıyor.
       
İNCE VE SICAK TUTUYOR
       “Şatuş” adı verilen bu şallar, Tibet antiloplarının türünün tehlike altında olduğunun belirlenmesinden sonra yasaklanmıştı. 1972 yılından bu yana, Hindistan yasalarına göre, “Şatuş” satın almak ve üretmek yasak.
       Antilopların çene kıllarından yapılan ve Farsça “yünlerin kralı” anlamına gelen “şatuş” eski zamanlardan beri doğal yünlerin en ipeksi olanı olarak ün yapmış durumda.
       “Şatuş” şallar çok sıcak tutar ve o kadar incedir ki, geniş bir şal bile bir yüzügün içinden geçirilebilir. Bu şalların piyasa fiyatı ise 2 bin ile 15 bin dolar arasında değişiyor.
       Çevreciler bir şal yapmak için en az üç antilopun öldürüldüğünü, yılda 20 bin antilopun da kılları yüzünden avlandığını belirtiyorlar. Bu nedenle de geçtiğimiz yüzyılda bir milyon olan antilop sayısı bugün 75 bine düşmüş durumda.
       
HALA ÇOK MODA
       Yasağa rağmen dünya moda merkezlerinde “şatuş” çok moda. Tüccarlar, Kuzey Hindistan’daki pazarlarda güvenilir müşterilerine “şatuş”ları el altından gösteriyor ve satıyorlar. Antilop yününün dünya çapında ticareti yasak ama, şallar ünlülerin omuzlarını süslemeye devam ediyor.
       Amerika’daki sıkı tedbirlere rağmen, 1999 yılında, aralarında Christie Brinkley’in de olduğu 100 kadar New York sosyetesi mensubu bu zevklerinden vaz geçmeleri için uyarılmış ve büyük jüri önünde ifade vermek zorunda kalmıştı.
       İtalyan modacı Valentino Garavani de kreasyonlarında şatuşları kullanırdı ve iki düzine kadar şala sahip olduğu söylenirdi.

22 Aralık 2011 Perşembe

KAPALI ÇARŞI'NIN EN İYİ 7 PASHMİNA MAĞAZASI

HOME TEXTİLE
www.yazzma.com
hometextile@meharug.com
Grand Bazaar Takkeciler Street
No: 48 - 50 34440 ISTANBUL
Tel : (212) 527 23 22 
Fax : (212) 512 79 81 






KAPALI ÇARŞI'NIN EN İYİ 7 PASHMİNA MAĞAZASI

OSMANLI 
(OTTOMAN)
PASHMİNA 
Merkez : Kapalı Çarşı Kazazlar Sok: No : 13 - 15 Beyazıt\İSTANBUL
TEL : (212) 513 25 94 GSM : (532) 493 17 64
Şube : İstiklal Caddesi Halep Pasajı  No : 62 - 89 Beyoğlu \ İSTANBUL
Web : www.osmanlipashmina.com E-mail : vuralgoz@hotmail.com









KAPALI ÇARŞI'NIN EN İYİ 7 PASHMİNA MAĞAZASI

TULIP PASHMINA
CASHMARE
Divrikli Sok. No : 28 - 30
Kapalıçarşı\İSTANBUL
Tel : (212) 527 47 08
PASHMINA
Sandal Bedesteni No : 11 
Kapalıçarşı\İSTANBUL










KAPALI ÇARŞI'NIN EN İYİ 7 PASHMİNA MAĞAZASI

FATİH KAYA
PASHMİNA, SİLK SCARF
SUZANİ
Keseciler Sok No : 107
Kapalıçarşı\İSTANBUL
Tel : (212) 522 38 48
Gsm : (507) 278 78 99 
sava.23.1905@gmail.com